Asırlardır huzura Açılan kapı: Diyarbakır Ulu Camii

REKLAM

Diyarbakır Ulu Camii, İslam Dünyasının 5. Harem-i Şerifi olarak kabul görmüştür.

Dünyada insanlık tarihi boyunca en köklü, en büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış az sayıdaki şehirlerden biri de Diyarbakır’dır. Yolunuz Diyarbakır’a düşerse -ki gönlüm herkesin görmesinden yana- şehrin eski merkezi olan Dağkapı Meydanı yakınında bu camiyi ziyaret etmeden dönmemenizi tavsiye ederim. Son zamanlarda meşhur olmuş Diyarbakır kahvaltı salonlarının bulunduğu Hasan Paşa Hanı da bu caminin tam karşısında yer almaktadır.

Tek yapı içerisinde Hanefiler ve Şafiiler için iki ayrı cami bulanan tek eserdir.

İslamiyet Dönemi eserlerin en önemlileri arasında yer alan bu camiyi ve önemini pek az insanın bildiğini düşünüyorum. Cami, inşa edildiği bin yılı aşkın dönemde bir çok medeniyete, kültüre ve dine ibadethane olarak ev sahipliği yapmıştır. Tarihi boyunca da ibadethane dışında başka bir amaç için kullanılmamıştır.

Külliye iki minare, maksure ve abdesthane kısımlarından oluşmakta ve ortasında büyük dikdörtgen bir avlu yer almaktadır.

Emeviler zamanında İslamiyet’in yayılmasından sonraki yazılı kaynaklardan birinde Nasır Hüsrev’in 1046 yılında bu kente geldiği ve o dönemde Mama Tor adıyla bilinen bir kiliseden ve bu kilisenin camiye dönüştürüldüğünden bahsettiği bilinmektedir. 1085 yılında Selçuklular kenti ele geçirmiş ve camiyi büyük bir onarımdan geçirmiş, bazı eklemeler yapmıştır. 1090 yılına kadar devam eden onarım ile ilgili olarak caminin içinde bulunan bir kitabede şunlar yazmaktadır:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla; Allah’tan başka Tanrı yoktur”, Muhammed onun elçisidir. Bunun yapılmasını Büyük Sultan, Büyük Sahların Şahı, ümmetin ve emirlerin başı, Arap ve acemlerim efendisi, dünya ve dinin yücelticisi, Devletin Kudreti, Fetih babası, Alparslan oğlu Melikşah -Allah saltanatını devamlı kılsın- ­emretti.”

1115 yılında yaşanan bir deprem sonucu çok ağır tahribata uğrayan cami, sonraki yıllarda Selçuklu, Artuklu, Osmanlı, Akkoyunlu devletleri tarafından onarılmış ve dönem dönem eklemeler yapılmıştır.

Caminin muhtelif bölümlerinde Selçuklu hükümdarı Melikşah, Nisanoğulları ve İnal, Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Artuklu hükümdarları ve Osmanlı padişahlarının çoğuna ait kitabeler yer almaktadır.

Sizler için çektiğim fotoğraflardan bazıları

REKLAM

Bir yorum bırakabilirsiniz